En Son Tabei Tabiin Kimdir? Bir Analiz
Konya’da yaşayan, mühendislik ve sosyal bilimlere meraklı bir genç olarak, tarihsel bir figürü ve kavramı düşündüğümde kafamda farklı bakış açıları sürekli birbiriyle yarışıyor. “En son tebei tabiin kimdir?” sorusu da işte tam bu noktada, iki ayrı zihniyetin çatıştığı bir konu. Bir yanda tarihsel bir soruyu soğukkanlı bir mühendis gibi çözmeye çalışan bir yaklaşım var, diğer yanda ise insani duygularıma hitap eden, tarihi bir bağlamda düşünmeye çalışan bir başka bakış açısı. Hadi gelin, bu iki bakış açısını bir arada inceleyelim.
İçimdeki Mühendis: Mantıklı Bir Sonuç Arayışı
İçimdeki mühendis, meselenin en pratik, en doğru şekilde çözülmesini ister. Tabei tabiin nedir, kimdir? Basitçe anlatayım: Tabein, sahabe dönemini takip eden nesildir, yani Peygamber Efendimiz’in (sav) sahabelerinden sonra gelen kuşaktır. Tabei tabiin ise, tabein neslini takip eden kişilerdir. O zaman, “En son tabei tabiin kimdir?” sorusunun cevabını bulmam gerektiğinde, konuyu tarihsel bir çizgi olarak ele almak en mantıklı yaklaşım.
Hedefim şu: Son tabei tabiin olan kişinin kim olduğunu tarihsel bir sıralama üzerinden bulmalıyım. Yani, tabein kuşağından başlayıp, sonraki kuşaklara kadar takip edilen zinciri incelemem gerek. Tarihte bilinen son tabei tabiin kişi olarak genellikle Aşas bin Şarik gösterilir. Bu kişi, 8. yüzyılın ortalarında yaşamış ve tabiin neslini sonlandırmış kabul edilen önemli bir figürdür.
İçimdeki mühendis şöyle diyor: “Bu kadar net bir sıralama var, öyleyse bu sorunun cevabı net olmalı.”
Ancak, bir sorunun net bir cevabı olmasına rağmen, aynı zamanda bu tarihsel bir mesele olduğu için insanlar farklı yorumlar geliştirebilir. Bu noktada, tarihi bir konuyu çok basit bir mantık çerçevesinde çözmek, insanlık tarihinin derinliğini görmemek anlamına gelir. Bu da beni bir sonraki bakış açısına geçirmeye zorluyor.
İçimdeki İnsan: Duygusal Bir Yorum
Şimdi içimdeki insan tarafına kulak vereyim. İnsan, tarihsel bir kişiyi ya da bir kavramı düşündüğünde, sadece soğuk bir sıralama üzerinden değil, o kişinin yaşadığı dönemi ve o dönemdeki insanları anlamaya çalışarak bir bağ kurar. Tabei tabiin denince, bir an için ben de o dönemin insanı gibi düşünüyorum. Sadece bir sıralamadan ibaret olmayan, bir gelenekten, bir hikâyeden bahsediyoruz.
İçimdeki insan diyor ki: “Tabein ve tabei tabiin, sadece birer tarihsel figür değil, onların yaşamları bir anlamda bizlerin de hayata nasıl bakmamız gerektiğini anlatıyor. Her biri birer köprüydü, sahabe ile bizler arasında. Eğer son tabei tabiin kişiyi düşünüyorsak, bu kişinin yaşamı, bizim tarihsel mirasımıza ne kadar saygı gösterdiğini ve o değerleri nasıl yaşattığını anlamamızda yol gösterici olmalı.”
Şimdi bu bakış açısıyla düşündüğümde, son tabei tabiin sadece bir adı, bir kimliği temsil etmiyor. Onlar, sahabenin izinden giden ve İslam’ın öğretilerini yaşatmaya çalışan bir neslin son temsilcileri. İşte Aşas bin Şarik, bir yandan tarihsel olarak önemli bir isim olsa da, o dönemin son temsilcisi olarak insanlık tarihinin bir parçası oluyor.
İçimdeki insan şöyle hissediyor: “Tabei tabiin kimdir?” sorusu, son tabei tabiin kimdir? sorusundan çok daha derin bir anlam taşıyor. Çünkü her bir kişi, bir dönemi, bir kültürü, bir anlayışı temsil ediyor. Bu nedenle, son tabei tabiin kişisi olarak kabul edilen Aşas bin Şarik, sadece bir zaman diliminin son değil, aynı zamanda bir dönemin ruhunun yansımasıdır.
Farklı Yaklaşımlar Arasında Bir Bağ Kurmak
Şimdi, mühendislik bakış açısı ile insani bakış açısını birleştirmeye çalışalım. Her iki yaklaşımın da geçerli yönleri var. Mühendis olarak, bir olayın doğrusal ve analitik olarak sıralanmasına odaklanmak doğaldır. Ancak insan olarak, tarihsel bir figürün yaşamını anlamak için sadece sıralamadan ibaret olmayan, derin bir hissiyatla yaklaşmak gerekir.
İçimdeki mühendis hala bir adım geri durarak diyor ki: “Son tabei tabiin kimdir? Aşas bin Şarik mi? Hangi tarihsel kaynakta bu isim var?” Bunu araştırmak ve kesin bir bilgiye ulaşmak istiyor. Ancak içimdeki insan tarafı, “Bu kadar dar bir çerçevede düşünme” diye uyarıyor. Tarihsel bir kişiyi, sadece kimliği üzerinden değil, o kişinin temsil ettiği değerler üzerinden değerlendirmek gerektiğini hatırlatıyor.
Sonuç: En Son Tabei Tabiin Kimdir?
“En son tabei tabiin kimdir?” sorusunun cevabı, sadece bir isimden ibaret değil. Hem mühendislik hem de insani bakış açıları, bu soruya farklı açılardan yaklaşmamıza olanak tanıyor. Eğer soğukkanlı bir şekilde yaklaşacak olursak, Aşas bin Şarik’in adı bu konuda sıklıkla anılır. Ancak duygusal bir bakış açısıyla, tabei tabiin ve onların hayatını düşünmek, bu kişilerin sadece tarihsel birer figür olmadığını, bizlere insanlık adına büyük dersler verdiğini anlamamıza yardımcı olur.
Sonuçta, tarihin her bir nesli kendi zamanında bir köprü, bir öğretici, bir iz bırakan kişiydi. Ve bu köprüyü anlamak, sadece tarihsel bir veri değil, aynı zamanda insanın ruhunu da besleyen bir süreçtir.